28 Şubat 2013 Perşembe
HAYATLARIMIZ KIRGIN
Hayatlarımız kırgın bizim... Sevdalarımız, yarınlarımız, umutlarımız kırgın... Bugün yine kötü haberler günü oldu. Ayrılık haberiyle çalkalandı kulaklar. Bazı gözlere yaş
doldu - boşaldı. Yine, yeniden olmadı bir hayat kurma çabası. Umutlar tükendi, yoksullaştı. Beklentiler sıfırla tanıştılar. Yeni kurulmuştu dostluklar hepsi darmadağın oldu. Bu haberle çalkalandı kulaklar. Yalan yanlış bilgiler dört dolandı evimizin mutfağında, salonunda, yatak odasında, banyoda ki aynanın buğusunda. Mesken tuttu salondaki kanepede en sevdiğim köşeyi. Oturdu kocaman kalçaları olan bir kadın gibi ve kalkmadı bugün.
Hayatlarımız kırgın bizim. Rüya aleminde yaşamlarımız olmadı hiç; üzgünüm. Hep bir çaba güzel şeylere ulaşmak için, yok etme pahasına kendimizi. Olmadık limanlara demir atmalar, uçsuz bucaksız çöllerde su aramak, belki bulmak umuduyla altının formülünü bütün sabahları geçirmekti bir kapalı kutunun içinde. İşte böyle bir şeydi arayışımız. Çabalıyorduk evet, deniyorduk evet ama bulamıyorduk.
23 Şubat 2013 Cumartesi
ÇALIŞKAN AHMET İŞ BAŞINDA !!!
Hayatımı hep aykırı birisi olarak yaşadım. Klasik seçimler gelişigüzel toplumsal seçimler hiçbir zaman benim tercihim olmadı. Ancak hayatın kime ne getireceği hiç belli olmuyormuş. Son dönemde çalışma hayatının getirdiği yaşam tarzıyla birlikte şunu söyledim: Normal hayat fena bir şeymiş ...
En büyük korkum ananelerimizden biz kalan toplum olarak kabul ettiğimiz gerçeklerle yaşamak zorunda kalmaktı. Ve malesef bu korkumla her gün yaşamak zorunda kaldığım bir işim var. Her gün birbirinden farklı birçok hayatla karşılaşıyorum. Duyduğum bazı şeyler çileden çıkmama ramak kalmasına sebep oluyor ancak durmak ve kendimi bunların dışında tutmak zorundayım. İşte bu idealist bir insanın hayatında yaşayabileceği en kötü nokta sanırım.
Her şeyi yapabilir ancak hiçbir şey yapamaz olmak.
En büyük korkum ananelerimizden biz kalan toplum olarak kabul ettiğimiz gerçeklerle yaşamak zorunda kalmaktı. Ve malesef bu korkumla her gün yaşamak zorunda kaldığım bir işim var. Her gün birbirinden farklı birçok hayatla karşılaşıyorum. Duyduğum bazı şeyler çileden çıkmama ramak kalmasına sebep oluyor ancak durmak ve kendimi bunların dışında tutmak zorundayım. İşte bu idealist bir insanın hayatında yaşayabileceği en kötü nokta sanırım.
Her şeyi yapabilir ancak hiçbir şey yapamaz olmak.
19 Şubat 2013 Salı
BUGÜN GÜNLERDEN ÇOCUK
İnsanlık yıllar boyu ırk dil din ayırdı. Güzellik ayırdı zeka ayırdı sempatiklik, karizmatiklik, renk, soy, ırk ayırdı. Ama öyle sanıyorum ki bütün bunlar bir çocuğun gülüşünde masumiyeti görene kadardı.
Bugün bir çocuğun gülümseyişinde tüm insanlığın bütün kavramlardan ayrımlardan uzak olduğunu gördüm.
Minicik tatlı bir gülümseme hakimdi ve biz de ona sevgiyle gülümsedik. fırsat bulduğumuzda saçlarını okşadık ve ona sevgiyle baktık. İşte asıl olarak insan olma buydu. İnsan olmak sevgiydi, sevebilmekti. Tatlı çekik gözlerine ufak bir sempatiyle bakmaktı.
O an hiç kimse onun hangi ırktan hangi dilden konuştuğuyla yada kim olduğuyla ilgilenmiyordu. İlgilendiğimiz ne kadar güzel gülümsediği ve ne kadar masumca hareketlerle restoranın bir köşesinden diğer köşesine koştuğuydu.
İşte insanlık buydu.
İnsan olmak sevmek demekti.
Masumca ve düşünmeden sevmekti....
Bugün bir çocuğun gülümseyişinde tüm insanlığın bütün kavramlardan ayrımlardan uzak olduğunu gördüm.
Minicik tatlı bir gülümseme hakimdi ve biz de ona sevgiyle gülümsedik. fırsat bulduğumuzda saçlarını okşadık ve ona sevgiyle baktık. İşte asıl olarak insan olma buydu. İnsan olmak sevgiydi, sevebilmekti. Tatlı çekik gözlerine ufak bir sempatiyle bakmaktı.
O an hiç kimse onun hangi ırktan hangi dilden konuştuğuyla yada kim olduğuyla ilgilenmiyordu. İlgilendiğimiz ne kadar güzel gülümsediği ve ne kadar masumca hareketlerle restoranın bir köşesinden diğer köşesine koştuğuydu.
İşte insanlık buydu.
İnsan olmak sevmek demekti.
Masumca ve düşünmeden sevmekti....
18 Şubat 2013 Pazartesi
kafamda deli sorular...
Bugün günlerden soru işareti.
Bugün günlerden içsel kocaman bir yalnızlık duygusu.
ve
Bugün günlerden
kafamda deli sorular...
hayata dair merak ettiğim birçok konu var. ama hangisinin daha önemli hangisinin daha geri planda olduğuna bir türlü karar veremiyorum. mutluluk kolay birşey olmalıydı fakat mutsuzluk hayatımızı sarmalamış koca bir yılana benziyor.
hayatı merak duygusuyla yaşarım. merak ederim öğrenmeye çaba sarfederim. bugün mutluluğu merak ediyorum.
mutluluk neydi? sevmek neydi?
kafamda milyon tane deli soru hepsi bir ağızdan konuşuyor hiç susmadan ve hiç yol almadan. kocaman lüzumsuz bir kalabalık gibi hayat. keyiflenecek eğlenecek bu kadar güzel sebep varken neden ruhumuz büyük bir karamsarlıkla büyük bir yalnızlıkla dolu anlamlandıramıyorum.
bazıları böyle konuştuğumu duysa kafama kocaman bir tokat atıp hadi oradan derdi. hatta bütün bunları geçelim ben hadi oradan derdim. ama şimdi kafamda çılgın akıl almaz birisi vıdı vıdı edip beynimi kemiriyor.
bilmiyorum bu tatminsiz kimseyi nasıl susturabilirim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)